Şizofreni kronik bir akıl hastalığıdır. Kesin yaygınlığını bilmek zor olsa da, nüfusun yaklaşık yüzde 1'ini etkiler.
Bu durumu yaşayan yani şizofreni hastalarının çoğu;
Halüsinasyonlar
Düşünce bozuklukları (hezeyanlar, saçma düşünce ve inançlar) Organize olmayan konuşma (düzensiz kopuk saçma sapan konuşmalar) Gerçeklikten ayrılmalar veya gerçeklik duygusunda kırılmalardan muzdariptirler.
Şizofreni gelişimi genellikle birbirini takip eden aşamalara ayrılır. Her aşama belirli semptomlar ve belirtilerle ortaya çıkar.
ŞİZOFRENİN EVRELERİ
Şizofreninin evreleri şunları içerir:
1.Prodromal Dönem;
Bu erken aşama genellikle hastalık ilerleyene kadar tanınmaz. Hastalığın açık belirtileri çıkmadan önceki ön belirtiler dönemidir. Yıllarca sürebilir. Ya da bir kaç haftada sonlanıp aktif döneme hızlı giriş olabilir.
Aktif Dönem;
2.Akut şizofreni olarak da bilinen bu aşama en görünür olanıdır. Hastalar bu dönemde (işitsel ve görsel) Halüsinasyonlar, şüphecilik ve sanrılar dahil olmak üzere psikozun (delirme tablosunun) açık belirtiler göstereceklerdir. Takip edilme, kamerayla izlenme, sesler duyma, görüntüler görme, gerçeklik duygusunda ciddi bozulma, saçma sapan konuşmalar vb.
3. Artık Dönem;
DSM-5'te tanınan bir tanı olmamasına rağmen, bu terim şizofreni hastalarının daha az belirgin semptoma sahip olduğu hastalığın alevli döneminin bitmesinden sonraki (psikozun susturulduğu) bir zamanı tanımlamak için hala kullanılabilir. Aktif belirtiler kaybolmuştur ama bazı belirtiler hala mevcuttur.
Her aşamanın belirtileri nelerdir?
Şizofreninin her aşaması, onu sınıflandırmaya yardımcı olan semptomlara sahiptir.
Aktif şizofreni semptomları aniden ortaya çıkmış gibi görünse de, durumun gelişmesi yıllar alır.
Erken prodromal aşamada, semptomlar her zaman açık değildir.
1. Prodromal şizofreni belirtileri
Şizofreninin ilk belirti ve semptomları, depresyon gibi diğer birçok duruma benzer özellikler gösterdiği için kolaylıkla gözden kaçabilir.
Genellikle şizofreni aktif faza ilerleyene kadar yani açık psikoz (delirme) belirtileri ortaya çıkana kadar prodromal faz tanınmaz ve teşhis edilmez.
Bu prodromal dönem aşamasındada şu belirtiler gözlenir.
• Sosyal yaşamdan veya aile faaliyetlerinden çekilme
• İzolasyon
• Artan kaygı
• Konsantre olma veya dikkat etme zorluğu
• Motivasyon eksikliği
• Karar vermekte zorlanır
• Normal rutinde değişiklikler
• Kişisel hijyeni unutmak veya ihmal etmek
• Uyku bozuklukları
• Artan sinirlilik
• Uygunsuz yüz ifadesi
• Uygunsuz duygusal tepkiler
2. Aktif şizofreni belirtileri
Şizofreninin bu evresinde psikoz (delirme) belirtileri açık olarak ortaya çıkar.
Araştırmalar, bir kişinin bu aşamada olduğu zaman, yaklaşık 2 yıldır prodromal şizofreni semptomları gösteriyor olabileceğini öne sürmektedir.
Belirtiler şunları içerir:
• Halüsinasyonlar veya kimsenin görmediği insanları veya şeyleri görmek
• Paranoyak hezeyanlar
• Karışık ve düzensiz ve birbirinden kopuk düşünceler
• Düzensiz saçma sapan konuşmalar
• Motor davranıştaki değişiklikler (donakalma, ya da anlamsızca hareketlilik))
• Göz teması eksikliği
• Yüz ifadesinin düzleşmesi (duygu ifadesinin kaybolması)
3.Artık şizofreni belirtileri
“Artık Şizofreni” tanı koymada kullanılmamakla birlikte, bazı klinisyenler semptomları ve şizofreninin ilerlemesini tartışırken hala bu kavramı kullanabilirler..
Hastalığın bu evresindeki belirtiler, prodrom belirtilerine benzer.
Düşük enerji ve motivasyon eksikliği ile karakterize belirtilerdir. Ancak aktif fazın bazı unsurları kalır. Bazı insanlar aktif faza geri dönebilir.
Artık fazın belirtileri şunları içerebilir.
• Duygu eksikliği
• Sosyal geri çekilme
• Sabit düşük enerji seviyeleri
• Eksantrik davranış
• Mantıksız düşünme
• Kavramsal düzensizlik
• Önünü arkasını düşünmeksizin konuşma
Bu aşamalara ne sebep olur?
Bireylerin neden şizofreni geliştirdiği net olarak belli değil. Aynı şekilde, bir kişinin aşamalardan nasıl veya neden geçtiği ve hangi hızda geçtiği de tam olarak belirsizdir.
Araştırmacılar, beyindeki kimyasal ve yapısal değişiklikleri tetikleyen faktörlerin bir kombinasyonunun neden olarak rol oynayabileceğini belirtiyorlar. Sonuçta, bu yapısal ve kimyasal değişiklikler şizofreniye yol açar. Aynı faktörler, bir kişinin bir aşamadan diğerine ne zaman veya ne kadar hızlı ilerlediğini de belirleyebilir..
Araştırmacılar, aşağıdaki faktörlerin şizofreni gelişimine katkıda bulunabileceğini bildirmektedir.
Genetik.
Ailenizde hastalık geçmişi varsa, onu geliştirme olasılığınız daha yüksektir. Bununla birlikte, bir aile geçmişine sahip olmak, kesinlikle hastalığa sahip olacağınız anlamına gelmez.
Hormonal değişiklikler.
Araştırmacılar, vücuttaki hormonların ve fiziksel değişikliklerin bir faktör olabileceğine inanıyor. Hastalığın semptomları genellikle genç erişkinlik döneminde, büyük bir değişim döneminde başlar. Ortalama olarak, erkekler ilk belirtileri ergenliklerinin sonlarında ve 20'li yaşların başında gösterir. Kadınlar hastalığı daha sonra geliştirir. Onlar için semptomlar tipik olarak ilk olarak 20'li yaşların ortalarından 30'lu yaşların başlarına kadar ortaya çıkar.
Beyin yapı ve işlev değişiklikleri
Nörotransmitterler beyindeki hücreler arasında sinyaller iletir ve kimyasal değişiklikler onlara zarar verebilir veya bozabilir. Bu hastalığa yol açabilir.
Beynin şeklindeki veya yapısındaki değişiklikler, nörotransmitterler ve hücreler arasındaki iletişimi de etkileyebilir.
Çevresel.
Araştırmacılar, bazı virüslere erken yaşta maruz kalmanın şizofreniye yol açabileceğine inanıyor. Aynı şekilde, yaşam tarzı seçimleri de riski etkileyebilir. Mesela narkotik kullanımı veya madde kötüye kullanımı psikoza yol açabilir.
Şizofreni nasıl teşhis edilir?
Şizofreni tanısı genellikle ilk olarak aktif aşamada konur. Bu, semptomların en belirgin hale geldiği zamandır. Diğer insanlar, rahatlıkla kişinin hasta olduğunu anlarlar. İlk olarak saçma, kopuk, gerçek dışı mantıksız konuşması ve halüsinasyonları dikkat çeker.
Bu noktada, bir doktor, erken semptomların ne zaman başladığını anlamak için hastanın arkadaşları ve aile üyeleriyle öyküyü derinleştirebilir. İlk aşama olan prodrom dönemi, genellikle bir kişi aktif aşamaya girene kadar tanınmaz. Bir kez tanı konulduktan sonra hızla tedaviye başlanmalıdır.
Birinci ve en önemli tedavi seçeceği ilaç kullanmaktır.
Antipsikotik ilaçlar beyindeki kimyasalların ve nörotransmitterlerin seviyesini etkileyebilir ve semptomları azaltabilir. Ayrıca bir kişinin nüksetmelerden veya kötüleşen semptomlardan kurtulmasına da yardımcı olabilir.
Terapi; bu yöntem tedavide önemli bir role sahip değildir. Bazı terapi yöntemlerinin ise bu hastalıkta kullanılmaması gerekir. Bir psikolog şizofreni hastasının çevresindeki insanların hastanın düzensiz düşünce kalıplarıyla çalışmalarını öğrenmelerine yardımcı olabilir. Ayrıca olası bir nüksetme belirtilerini tanımaya yardımcı olabilirler.
Şizofreni de intihar eğilimi ve denemeleri sık değildir ama görülebilir. Eğer görülürse ölümcül olma ihtimalleri yüksektir. Dolayısıyla acil yatış gerektiren bir tablodur.
Malesef, şizofreni teşhisi konan kişiler, yaşamlarının büyük bir bölümünde belirtiler ve sonuçlarıyla mücadele etmek zorunda kalacaktır. Belirtiler alevlenmeler ve sönmelerle devam edecektir. Gitgide atak şizofreni belirtileri gizlenir ve daha çok artık belirtilerden oluşan yıkılmış bir kişilik örüntüsü tabloya hakim olur.
Tedavi semptomları azaltmaya ve nüksleri önlemeye yardımcı olabilir. Şizofreni yaşam boyu süren bir durum olduğundan, tedavi muhtemelen yaşam boyunca gerekli olacaktır