O İnsanı Hepiniz Çok İyi Tanıyorsunuz.
Ya baba, ya anne, ya dede, ya öğretmen, komutan ya okul müdürü, ya da işyerinizde bir üstünüz ya da arkadaşınız olarak karşılaştınız bu kişilerle.
Zor insanlar mıdır? belki, ama saygı duyduğunuz yanları muhakkak var. Mükemmeliyetçilikleri insan üstü, kuralcı, detaycı, "meli, malı" ya da " melisin, malısın" tarzında konuşuyorlar, sürekli çiğnenme tehlikesi olan kurallara göre etrafa ayar verme çabası içindeler, hayat onun için hep kurallar gereklilikler demektir. Esneyemiyorlar, ipin ucunu salamıyorlar, frenleri bırakamıyorlar, dolayısıyla da onunla keyifli bir vakit geçirmek pek olası değil, çünkü öyle şeyleri vakit kaybı olarak görüyor, bir vakitte onunla olmak baş başa kalmak istiyorsunuz, fakat o ya buna vakit bulamaz, ya oraya para harcanır mı şimdi der? ya da oraya gideceğime ders alırım, çarşı pazar işini tamamlarım ya da bulaşık yıkarım diye düşünür. Sizi tembellik yapıp kaytaran bir insan suçluluğuna sürükler. Hep çok kibar, çok iyi, çok temiz, çok tertipli düzenli, sorumluluk duygusu çok yüksek, çok iffetli, çok değerli, çok ciddi... ama aynı zamanda sıkıcı bir kişilik.
Bavul hazırlarken zevk alır, ev temizlerken heyecanlıdır, önemsiz bir ayrıntı için (açık turuncu mu koyu turuncu mu olsun koltuk gibi mesela) kafa yorarken beyni zevkle çalışır, market market dolaşıp hep bir lira ucuz fiyatılısını bulurken enerjiktir. İşe güce koyuldumu kendini de çevresini de unutur. Aslında çok çalışkandır.
Zatem sınıfın hatta okulun en çalışkan öğrencisiydi zamanında. Üniversitede anfiye herkesten erken gelip en ön sıraya oturup hocasıyla göz göze ders dinleyen, tek harf kaçırmayan, hatta eve gelip saatler harcayarak notlarını renk renk kalemlerle temize çeken, öğretim üyelerinin 450 kişilik sınıfta ismini bildiği 20 öğrenciden biridir. Bu notları arkadaşlarına vermek istemez, çok iyi biliyorsunuz, çünkü defalarca uyanıklık yapıp istediniz ve reddedildiniz. Arada elinize geçtiğinde yüksek notlar da aldınız. Ama bu kıza (çoğunlukla kızdır bunlar) teşekkür etmeyip "enayi bizim yerimize girip dinliyor didiniyor" diye dalga geçtiniz. Evet tembel erkek arkadaşım, anfiye 20 dakika geç giren, en arkada oturup, ilk fırsatta tüymeye çalışan, not tutmayan, geniş erkek sürüsünün sıradan bir ferdiydin sen. İşte bu öykü kıskandığın o çalışkan ve kuralcı kızın öyküsü. Bu kız bunca akademik çabasına karşın aslında sanat, siyaset, politika, şiir, sinema ilgisini çekmez. Bir kez bir müze gezmemiştir. Kitap da okumaz. Entellektüel faaliyetler yerine liste hazırlar, etrafını bininci kez kontrol eder, sterotipik şekilde ev dağınıklığı toplar. Yenilikçi değil statükocudur. Tam anlamıyla muhafazakar kavramının içini dolduran kişi budur. Eski kalıplarını gevşetip yeni bir forma dönüşebilmek ölümden zor gelir.
Gece 12 de boş bir yolda U dönüşü yasağına uyup 5 km sonraki kavşağa kadar gider. Kırmızı değil sarı ışıkta dahi geçtiği görülmemiştir. Ehliyet ruhsat diye soran memur bunlardaki düzeni gördükten sonra "Allah belamı versin ya, dünyanın en düzgün, kadınını durdurmuşum, o ne düzen, ne mükemmellik, kendimden utandım" diye kenara çekilir. Böyle biriyle yaşıyorsanız sürekli frenlenmiş hissetmekten, devamlı terbiye eğitimi altında olmaktan, aşırı ağır başlı bir tarza sokulmaktan yoruldunuz. Fakat biliyorsunuzki sorumluluk sahibi ve iyi bir insan olmak için biraz böyle olmalısınız. Hatta bir ölçüde her insanda olmalı. Hatta şunu da biliyorsunuz, enbiya, evliya, asfiya
salih insanlar, gerçek dindar insanlar hep biraz böyledirler. Keza başarılı anne, başarılı hekim, hakim, komutan, ve sair işleri yapan ve takdir edilenler hep bu temiz ve yüksek ruhlu değerli insanlar.
Ama ya tamamen bu özelliklerin esiri olunmuşsa..
Çok sıkıcı olmalarına alışın. Çok suçlamayın. Tencere kapak gibi birbirinizi buldunuz.
Siz de gizli olarak bu özellikleri taşıyor olmasaydınız ya ilk anda hoşlanmaz ya da devam etmezdiniz. Demek siz de sandığınızdan daha ağır bir ruh taşıyorsunuz.
Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu
- Yapılan işin asıl amacını unutturacak derecede kuralar, detaylar, ayrıntılar, listeler, sıralama, organize etme ya da program yapma ile uğraşır durur.
- Mükemmeliyetçilikleri nedeniyle işin bitirilmesini zorlaştırırlar. (örneğin kendisine göre aşırı katı ölçütler karşılanamadığı için bir tasarıyı tamamlayamaz)
- Boş zamanlarını değerlendirme etkinliklerinden ve arkadaşlıklarından yoksun kalacak derecede kendisini iş ya da üretkenliğe adar (ekonomik gereksinmeleri ile açıklanamaz). Tatil boş zamandır onun için. Mesela ya kursa gitmeli ya ders almalıdır o sırada.
- Ahlak, doğruluk ya da değerler gibi konularda vicdanının sesini aşırı dinler ve esneklik göstermez (kültürel ya da dinsel özdeşimi ile açıklanamaz).
- Özel bir değeri olmasa bile eskimiş ya da değersiz şeyleri elden çıkartamaz.
- Başkaları, tam olarak kendisinin yaptığı gibi yapmayı kabul etmedikçe görev dağılımı yapmak ya da başkalarıyla birlikte çalışmak istemez.(Evine temizlikçi ya da gündelikçi. Birini bulamayan, gelenlerin hiç birinin iş yapma şeklini beğenmeyip yine tüm işi kendisi yapmaya kalkan tip)
- Cimridir. Para harcama konusunda hem kendisine, hem de başkalarına karşı cimri davranır; para, gelecekte ortaya çıkabilecek felaketler için biriktirilmesi gereken bir şey olarak görülür.
- Katı ve inatçıdır.
Bunlar dsm 5 deki belirtileri
En az dört tanesi varsa okkb tanısı konulabilir.
Tedavi gerekir mi?
Şüphesiz.
Ama kendini en doğru ve en mükemmel olarak gördüğünden tedaviyi o değil, onun adına siz istiyorsunuz.
Onun tedavi ile değişmesini normal hatta sizin gibi sorumsuz ve ergen tavırlı olmasını bekliyorsunuz.
Malesef o biraz zor. Bunlar aynı zamanda ciddi düzeyde narsizm taşıyan kişilerdir. Kendisini eleştirip akıl vermeye kalkanların çoğuğunu beğenmeyecek ve ciddiye almayacaktır. Ki eleştiren hatta tedavi yapmaya kalkışan psikiyatrist/terapist de dahil çoğu arka sırada oturup notları bekleyen tembel tayfalık geçmişine sahiptir.
"narsizm + obsesif kompulsif kişilik + öfke (narsistik öfke)"
bir aradaysa malesef çok şanssız bir insansınız.
Çünkü ev tipi führer'iniz var yani "hitler" ile yaşıyorsunuz.
Çözüm yok.
Bir teselli de mi yok? Var var. Endişelenmeyin.
Uzun yaşamayacaksınız, yani yakında kurtuluyorsunuz.
Bir hitler partner (eş, koca, karı, anne, baba) ve faşist düzeni nedeniyle beklenen yaşam süreniz 20 yıl kadar kısa olacak. Ne de olsa yiğidi dert öldürür demişler.
Ama büro hayatına dönmüş evinizde işler güçler içinde sıkışarak zaten pek yaşıyor da sayılmazdınız.