Öğrenme bozukluğu çok farklı sorunları kapsayan genel bir terimdir. Herhangi bir nörolojik ve bedensel hastalık ya da zeka geriliği ve otizm gibi gelişimsel bir rahatsızlık bulunmaksızın dinleme, konuşma, okuma, yazma, akıl yürütme ile matematik yeteneklerin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlüklerle kendini gösteren kapsamlı bir bozukluk türüdür. Bu bozuklukların bireyin yapısıyla ilgili olduğu ve merkezi sinir sistemindeki işleyiş bozukluğuna bağlı olduğu varsayılmaktadır.
Öğrenme Bozukluğunun Nedenleri Nelerdir?
Öğrenme bozukluğunun nedenleri henüz tam olarak bilinmemekle beraber araştırmalar iki konu üzerinde durmaktadır. Bunlardan biri genetik yatkınlığın varlığı (ailelerde öğrenme bozukluğu olan başka kişilerin de olması), bir diğeri de beyindeki bazı merkezlerin işlevsel ya da yapısal bozukluklarıdır.
Öğrenme Bozuklukları Hangi Alanlarda Görülür?
Öğrenme bozuklukları 3 ana grupta incelenir.
- Okuma bozukluğu (disleksi)
- Yazma bozukluğu (disgrafi)
- Aritmetik beceri bozukluğu (diskalkuli)
Okuma bozukluğuna disleksi denir. Okuma sırasında kelimelerin ayrımında, sıralanmasında yetersizlik ya da ses görüntünün birleştirilmesinde zorluk yaşarlar. Yazma bozukluğunda harf, heceleme, noktalama, sayfa düzenleme veya gramer hataları söz konusudur. Matematik beceri bozukluğunda ise terim, sembol, işaret ve kavramları algılamada zorluk, doğru kopyalama ve deftere geçirmeyi engelleyen dikkat problemi ya da problem çözmede yetersizlik vardır.
Öğrenme Bozukluğu Ne Zaman Fark Edilir?
Altı yaşına gelen tüm normal çocuklar artık bir eğitim alabilecek zihinsel gelişim düzeyine gelirler. Okula giderler ve ilk öğrendikleri şey okumaktır. Öğrenme bozukluğu adı verilen sorunu yaşayan çocuklarda ise bu hazırlık henüz tamamlanmamıştır. Öğrenmeye yardım eden zihinsel organizasyon bazı bakımlardan yeterli değildir. Öğrenme bozukluğu ilkokulun ilk yıllarında ders başarısında düşüklükle kendini gösterir. Okuma, yazma ve matematikte zorluklar yaşayabilirler; ancak zekâ düzeylerinde bir sorun yoktur.
Öğrenme Bozukluğu Olan Çocuk Ne Hisseder?
"Hiçbir şeyi doğru yapamıyorum.", "Ben yeterince iyi değilim.", "Ben aptalım.", "Ben geri zekâlıyım.", "Kimse beni sevmiyor." gibi duygu ve düşünceler öğrenme bozukluğu olan ve psikolojik destek almayan çocukların hissettiklerinden yalnızca bir kısmı. Bu cümlelerden de anlaşılacağı gibi öğrenme bozukluğu nedeniyle yaşantısının ona sunduğu deneyimler, onun kendine ilişkin olumsuz düşünceler geliştirmesine yol açar. Çünkü, ailesi ya da öğretmeni çoğunlukla yalnızca olumsuz yönleriyle ilgilenir; ne yazık ki büyük çoğunluğu normal zekaya sahip olduğu halde bu çocuklara okulda veya evde hep “geri zekalı” ya da “tembel” damgası vurulur. Olumlu yönleriyle ilgilenen pek olmadığından kendini sevmemesine ve kabul etmemesine yol açan duygu ve düşüncelere sahip olur. Kendi dünyasını hep yanlışlardan (yanlış yazan, yanlış okuyan, yanlış hesaplayan) oluşan bir dünya olarak algılar.
Okuma Bozukluğu (Disleksi) Nedir?
Okuma bozukluğu diğer adı ile disleksi okumada belirgin hataların görüldüğü bir bozukluktur. Çocuk ilkokul çağına geldiğinde okumaya başlarken özellikle şekil, geometrik yapı ve çizim olarak birbirine benzeyen harfleri karıştırmaya başlar.
Okuma güçlüğünde görülebilecek okuma hataları:
- Harfleri yanlış okuma ve birbirine karıştırma
- Okurken harf atlama, harfleri okumama
- Bazı kelimeleri atlama ya da eksik okuma
- Kelime içinde harflerin yerini değiştirme (‘en’ yerine ‘ne’)
- Kelimeyi yanlış okuma ve bir kelime yerine başka bir kelime okuma (‘ağaç tomurcuklanmaya başladı’ yerine ‘ağaçlar tohumcuklanmaya başlar’ gibi)
- Okurken sık sık durma
- Yavaş okuma
- Okumaya cümlenin sonundan başlama
Okuma zorluğu olan çocukların büyük bir kısmı okumayı sevmez. Anne babanın ısrarlarına rağmen ders çalışmaz, özellikle okuma işinden kaçar, okuma esnasında sıkıntı duyarlar. Sınıf içinde okuma alanında geri kalan çocuk yetersizlik ve utanç duyguları yaşamaya başlar. Çocuğun bu duygular içindeyken arkadaşları ve çevresi tarafından aşağılanması, tembellikle ve geri zekalılıkla suçlanması sorunun çözümünü engeller.
Okuma bozukluğu olan çocukların aileleri doğal olarak diğer anne babalara göre farklı duygular yaşarlar. Kimisi sorunun nedenini dışarıda görür ve çözümü, okul-öğretmen gibi dış etmenleri değiştirmekte arar. Kimisi suçluluk duyar, kızgınlık hisseder. Endişe veren bu durum, anne babaları depresyona kadar sürükler. Tüm bunlar, aslında sorunun varlığını kabul edememeyle ilgili tepkilerdir. Çocuk ve anne baba açısından en olumlu yaklaşım, anne babanın sorunun varlığını kabul ederek, çocuğa yardım yoluna geçebilmesidir.
En uygun ve yeterli yardımın verilebilmesi şansı “Evet, benim çocuğumda öğrenme bozukluğu var.” diyebilmeyi yürekten başarmayla artar.
Peki, O Zaman Ne Yapmalıyız, Nasıl Müdahale Etmeliyiz?
Okuma bozukluğu çocuğun kendi tercihi değildir. Onun ruhsal dengesini fazlaca zedelemektedir. Tamamen yapısal nedenlere bağlı gelişen bu sorunu çocuğun tembelliği ya da ilgisizliği gibi algılamak ve bu yönde çocuğa baskı uygulamak ona en büyük haksızlıktır. Okuma bozukluğuna müdahalede ilk basamak yoğun sabır ve ilgiyle bu sorunun aşılabileceğini kabul etmektir. Okuma bozukluğunun ilaçla tedavi edilmesi mümkün değildir, tek tedavisi eğitimdir.
Okuma bozukluğu olan çocuklarla adım adım 2x 25 dakika programı
- Sizin ve çocuğunuzun elinde çalışmanın yapılacağı metinin ya da kitabın aynısı bulunmalı
- İlk 25 dakika boyunca kitabı çocuğunuz okumalı ve siz takip etmelisiniz, yanlış okuduğu kelimelerde yumuşak bir ses tonu ile durdurup yanlış okuduğu kelimeyi tekrar ettirmelisiniz
- Sonraki 25 dakika çocuğunuzun hoşlanabileceği, motivasyonunu arttırıcı bir mola verip
- Moladan sonra tekrar bir 25 dakika daha sesli okuma çalışması yapmalısınız.
- Hafta bir kez de, çocuğunuzun 1 dakikada okuduğu kelime sayısını not etmelisiniz.
25 dakikaların sonunda çocuğunuzun gayretini onun sevdiği, hoşlanabileceği bir şeyle ödüllendirmeniz onun okumaya karşı motivasyonunu arttıracaktır.!!!!!
Okuma sürelerinin uzunluklarına dikkat edilmesi ve ödüllerin 25 dakikaların sonunda verilmesi bu süreci daha kolaylaştırmaktadır. Bu süreçte sert ve suçlayıcı tutumlardan kaçınılması, okumanın sevdirilip 25 dakikaların eğlenceli bir şekilde tamamlanması hem sizi hem de çocuğunuzu şevklendirecektir.
Disleksinin eğitimsel tedavisinde hemen sonuç almayı beklemek yanlıştır. Bu süreç hem çocuklar hem de aileler için oldukça zor ve sabır isteyen bir süreçtir. Bu sebeple, tedaviden etkili sonuç alabilmek için her gün düzenli olarak sesli okuma çalışması yapılmalıdır.
`Canı İsteyince Yapıyor`
Disleksili çocuğu olan aileler bu ifadeyi sıkça kullanırlar. Çünkü bu çocuklar/ gençler zekidirler ve bazı konularda çıkış noktaları bulabilirler, çözüme ulaşabilirler. Oysaki merkezi sinir sisteminin isleyiş bozukluğu olan öğrenme güçlüğü yasayan kişilerin canlarının istemesini beklemek ciddi bir zaman kaybı oluşturur. Bu sorunun altından kalkabilmek için etraflı bir çalışma gerekir.
Dahiyim, Disleksiliyim!
Disleksiyle ilgili yanlış kanıların en önemlilerinden biri de bu bozukluğun zekâ düzeyi yüksek olanlarda görülemeyeceğine ilişkin olanı. Oysa, disleksililer zekâ düzeyleri düşük olmadığı gibi özel yetenekli de olabiliyorlar. Çalişmalarını yıllar sonra bile hayranlıkla takip ettiğimiz Einstein, Leonardo Da Vinci, Walt Disney, Van Gogh, Tom Cruise, Robin Williams, Agatha Christie, Picasso, Edison’ un disleksili olduğunu biliyor muydunuz?
YaZMa BoZuKLuĞu (DisGRafi) NeDir?
Yazma bozukluğu sıklıkla okuma bozukluğu ile birlikte görülür. Yazı yazarken belirgin harf, noktalama ve gramer hataları gözlemlenir. Bu çocuklarda aynı zamanda dili algılama ve anlatım bozukluklarına da rastlanır.
Yazma güçlüğünde görülebilecek yazma hataları:
- Harf hataları yapma, birbirine benzeyen b-d, p-q, c-ç gibi harfleri ya da 6-9, 12-21 gibi sayıları karıştırma ve birini diğerinin yerine yazma
- Noktalı ve noktasız harfleri karıştırma (o-ö,u-ü)
- Heceleme hataları ve bir kelimeyi bölerek yazma
- Noktalama işaretlerini kullanmama
- Çok karışık ve kötü yazma
İlkokula yeni başlayan çocuk başlangıçta yazarken zorlanabilir. Gelişimi ve ince motor becerileri geri olan çocuklarda zorlanma daha çok yaşanır ve daha uzun sürer. Bu çocukların kalem tutmaları zordur ve yaşıtlarına göre daha yavaş yazarlar. Bu çocukları yavaş ve çirkin yazdıkları için çok fazla eleştirmek ve onları diğer çocuklarla kıyaslamak çocukta öz güven eksikliğine sebep olarak problemi kökleştirir.
Matematik Beceri Bozukluğu (Diskalkuli) Nedir?
Bu çocuklar zeka düzeylerinin ve yaşlarından beklenenin belirgin derecede altında matematik yeteneğinin bulunması ile dikkat çekerler. Genellikle ilkokul 1 yada 2. Sınıfta matematik kavramlarını anlama ve öğrenmedeki zorluk belirgin hale gelir. Türkçe ve sosyal dersleri ile kıyaslandığında matematikteki başarının oldukça düşük olduğu görülür. Matematik becerideki yetersizlik başta matematik dersi olmak üzere matematik kavram ve işlemlerinin kullanıldığı fen dersleri gibi diğer derslerde başarısızlık oluşturur. Aynı zamanda çocuk günlük işlerde kullanılan basit matematik işlemleri yaparken zorlanabilir ve bu durum çocuğun hayatında kısıtlayıcı olabilir. Matematik beceri bozukluğu diğer akademik beceri bozuklukları ile birlikte görülebilir. Zeka düzeyi iyi olan çocuklarda ilkokul 4 ve 5. Sınıf düzeyinde daha karmaşık problem ve işlemlerin öğrenilmesiyle sorun açığa çıkabilir.
Matematik beceri bozukluğu olan çocukların zorlandıkları alanlar şunlardır:
- Matematik terim, sembol ve işaretleri kavrama güçlüğü
- Sayı saymayı öğrenmede güçlük
- Dört işlemi kavramada güçlük
- Geometrik şekil ve sembolleri anlamada güçlük
- Problem çözme güçlüğü
Matematik beceri bozukluğu için birebir eğitim alınması, çocukların bu konudaki zorluklarını aşmasında çok yardımcı olmaktadır.