Ev ya da işyerinde kuralcılık, mükemmeliyetçilik, kontrolcülük, ahlakçı tutumlar, esnek olmaktan uzaklık, katılık, kararsızlık, cimrilik ve inatçılık sergileyen eş, aile bireyi ya da iş arkadaşı sizi zorlar mı? Aşağıda bunu anlatmaya çalıştım.
-----------------------------------------------------------
OBSESİF KOMPULSİF KİŞİLİK BOZUKLUĞU (OKKB) NASIL TANINIR ?
Prof. Dr. S. Salih Zoroglu
OKKB ortak özelliklerini Tanımak, ilişkilerde OKKB, işyerinde OKKB ve Tedavide OKKB
Her insanın, bir şeyler yaparken ya da işini gücünü götürürken kendine has bir tarzı vardır ve bunu değiştirmek konusunda zorlanabilir, ve başkalarının tarzıyla çatışabilir. Çoğumuz, arkadaşlarımızla günlük hayatta ya da iş yerlerimizde ortak bir payda bulabilir ve karşılıklı uzlaşarak çalışabiliriz.
Fakat, bazı insanların başkalarıyla uzlaşmada zorluk yaşadığını, esnek olamadığını ve katı bir şekilde uyguladığı kurallarında zamana ve zemine göre küçük değişiklikler gösteremediğini gözlemlersiniz. Bu kişilerde Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu (OKKB) denilen bir durumun bulunması ihtimali vardır. Bu teşhis ancak eğitimli Psikiyatrist bir akıl sağlığı profesyoneli tarafından konulabilir. Siz de OKKB tanısını düşündürecek belirti ve durumları öğrenebilir, tanıyabilir ve bir kişide bu kişilik bozukluğunun bulunup bulunmadığı ile ilgili bir tahminde bulunabilirsiniz. Ayrıca burda okuduklarınız o kişiyle kuracağınız ilişki de yol gösterici olabilir.
OKKB’nin Ortak Özelliklerini Tanımak
1. Verimlilik, mükemmeliyetçilik ve katılıkla (esneyememe, değişememe, uyum gösterecek uzlaşmayı sergileyememe) ilgili tutumlar
OKKB’li insanlar mükemmeliyetçidirler. Aşırı disiplinlidirler ve zihinleri sürekli işlemlerle, formalitelerle ve kurallarla meşguldür. Zamanlarının ve enerjilerinin büyük bir kısmını planlamaya harcarlar, fakat bazen mükemmeliyetçilikleri bu işleri tamamlamalarına engel olabilir.
OKKB’li kişiler detaycıdırlar. Detaycılıkla birleşen mükemmeliyetçilik eğilimleri, bu kişileri çevrelerindeki her şeyi kontrol etmeye zorlar. Bu kişiler insanları çok yakından kontrol etme eğilimi gösterebilirler. Kontrolcülüklerini aldıkları olumsuz tepkilere rağmen azaltamayabilirler.
Her şeyin kitabına uygun olması gerektiğine ve kurallardan ve formalitelerden en ufak bir sapmanın dahi noksan bir iş üretmekle sonuçlanacağına inanırlar.
Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabının 5. baskısında (DSM-V) bu davranış; 1. tanı kriteridir.
2. Kişinin karar verebilme kabiliyetlerinin nasıl ve ne derecede olduğuna ve görevleri tamamlayıp tamamlayamadığına ilişkin özellikler.
Kararsızlık ve görevleri tamamlayamama OKKB’li kişilerin alamet-i farikasıdır. Mükemmeliyetçilikleri nedeniyle, OKKB’li kişilerin, hangi işin ne zaman ve nasıl yapılması gerektiğine karar vermeye çalışırken aşırı ihtiyatlı davranmaya eğilimleri vardır. Her detayı en ince ayrıntısına kadar inceler. OKKB’li kişiler hızla karar vermekten ve risk almaktan hiç hoşlanmaz, karasızlık sarmalı içinde sıkışmış olabilirler.
Kararsızlık ve görevleri tamamlama ile ilgili ortaya çıkan bu sıkıntı çok küçük şeylere kadar uzanır. Ne kadar küçük olursa olsun, her meselenin artı ve eksileri değerlendirilirken değerli zamanlar harcarlar. Yavaşlama ve işlerin tamamlanamaması bu kişileri kitleyebilir.
Mükemmeliyete verilen önem, OKKB’li kişilerin işleri tekrar tekrar yapmasına da neden olur. Örneğin; bir kişi işiyle ilgili bir belgeyi 30 kez gözden geçirmesine rağmen işi vaktinde gönderemeyebilir. Bu tür tekrarlar ve kişinin anlamsız yüksek standardı çoğu zaman iş yerinde bu kişilerin “yetersiz” görülmelerine, “iş bitiremiyor” “ iş bitirici değil” damgası yemelerine neden olur.
Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabının 5. baskısında (DSM-V) bu davranış, 2. tanı kriteridir.
3. Sosyal ortamlardaki etkileşimi ile ilgili özellikler.
OKKB’li kişilerin üreticiliğe ve mükemmeliyetçiliğe odaklanmaları, diğerleri üzerinde “soğuk” veya “kalpsiz” izlenimi bırakabilir ve bu da sosyal ve duygusal ilişkilerini kötü etkiler.
OKKB’li bir kişi, bir sosyal faaliyet bağlamında bir geziye gittiğinde, genelde bundan eğleniyor gözükmez, bunun yerine gezinin nasıl daha iyi olabileceği derdine düşer veya eğlenerek “zamanını önemsiz yere harcadığını” düşünür.
OKKB’li kişiler kurallara ve mükemmeliyete verdikleri önem nedeniyle sosyal etkinlikler boyunca başkalarını da rahatsız edebilirler. Örneğin; OKKB’li bir kişi Monopoly’deki “ev kurma kuralları”nın (oyun hayali riskler ve hızlı karar verme gerektirdiği için) “resmi” yazılı kurallar olmaması nedeniyle hüsrana uğrayabilir. Böyle bir oyunda yer almak istemeyebilir, diğerlerinin oyununu eleştirmeye ya da oyun için kurallar geliştirmeye daha fazla zaman harcayabilir. Dolayısıyla boş zamanları değerlendirebilme yetenekleri de pek yoktur.
Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabının 5. baskısında (DSM-V) bu davranış, 3. tanı kriteridir.
4. Ahlâk ve etik anlayışındaki özellikler.
OKKB’li bir kişi, neyin ahlâki ve neyin doğru olduğuyla ilgili aşırı zihinsel uğraş içine girer. “Doğru olanı” yapmak için aşırı endişelenir ve bunun ne olduğuyla ilgili çok sert tanımlamalar, kurallar ortaya koyar. Siyah - beyaz tarzında çalışan zihninde izafiliğe (rölatif) (grilere) ve hataya yer yoktur. Hata kusur noksan o şeyin tümüyle bozulması (siyah) anlamı taşır. Beyaz ise pürüzsüz olmalıdır. Grilerle arası hiç ama hiç hoş olmaz. Siyah ya da beyaz, hep ya da hiç yaklaşımı çoğunlukla grilerin hakim olduğu dünya hayatının ve insanların kabulüne, anlayış ve müsamahaya engeldir. Armudun sapı, üzümün çöpü derken etrafında beğenip benimseyebileceği insan bırakmaz, bunun doğal sonucu çok az arkadaşı olur. “Hep yüz olmaz, doksan da olur; insan dediğin de noksan da olur” OKKB kişilerin katı tavrını islahına matuf söylenmiş bir tekerlemedir.
Atlamış olabileceği doğru kurallar ya da uymaması gereken yanlış şeyler ya da kural dışılıklar hakkında sürekli endişelenir. Genellikle otoriteye karşı fazlaca saygılıdır. Tüm kurallar ve düzenlemelere ne kadar gereksiz görünüyor olurlarsa olsun riayet etmeye çalışır.
OKKB’li kişiler ahlâk ve değer kavramlarını başkalarına da aynen yansıtır. Ahlakçı tavır ve eğilimler gösterirler. OKKB'li bir kişinin örneğin; farklı bir kültürden bir insanın, kendisininkinden farklı bir ahlâk anlayışına sahip olabileceğini kabul etmesi pek mümkün değildir.
OKKB’li kişiler doğru-yanlış hususunda diğerlerine olduğu kadar kendilerine karşı da acımasızdır. Küçük hataları ve ihlalleri bile ahlaki bozukluk olarak görebilirler. OKKB’li insanlar için “Hafifletici koşullar” ya da müsamaha kapısını açabilecek bazı “insani bahaneler” diye bir şey yoktur.
Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabının 5. baskısında (DSM-V) bu davranış, 4. tanı kriteridir.
5. İstifleme davranışları.
İstifleme davranışı aslında Obsesif Kompulsif Bozukluk’un (OKB) klasik bir belirtisidir. Fakat OKKB’li kişilerde de bunun bir türü görülebilir. OKKB’li bir kişi işe yaramaz, az değerli hatta hiçbir değere sahip olmayan bir şeyi elden çıkarmaktan imtina eder (kaçınır). Bunun ne zaman işe yarayacağını bilemezsin” gibi bir saikle istif yapıyor olabilirler. Eski eşyalardan, artık yemeklere (mesela sıkılmış limonların buzdolabında günün birinde kek pasta yaparım orada kullanırım diye saklanması gibi),
makbuzlardan faturalara, plastik kaşıklardan bitmiş pillere kadar her şeyi istifleyebilirler. Eğer bu kişi, bu şeylerin bir işe yarayabileceğini düşünürse, o şey atılmaz, elde kalır.
İstifçiler “hazine”lerine gerçekten değer verirler ve başkalarının bu birikimlere bulaşma girişimlerinden son derece rahatsız olurlar. Diğerlerinin istiflemenin faydalarını anlayamıyor olmaları onları şaşırtır.
İstifçilik ile koleksiyonculuk çok farklı şeylerdir. Koleksiyoncular topladıkları şeylerden heyecan ve keyif duyarlar ve yıpranmış, yararsız veya gereksiz olan şeylerden kurtulmak konusunda endişelenmezler. İstifçiler ise genelde artık çalışmıyor olsa da (bozuk bir iPad, printer, kablo, pılı pırtı eşya gibi) herhangi bir şeyi atmak konusunda endişelenirler. Temel saik “atılacak eşyanın ilerde bir gün bir işe yarayacağı” varsayımıdır.
Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabının 5. baskısında (DSM-V) bu davranış, tanı kriteri 5’tir.
6. Başkalarına yetki ve sorumluluk vermekte zorlanırlar.
Bir görevle ilgili başkasına sorumluluk verme konusunda çok zorlanırlar, çünkü o görev olması gerektiği şekilde iyi ve mükemmelce yerine getirilemeyebilir. Eğer bir iş verecek olurlarsa ve bu iş bulaşık makinesini doldurmak gibi basit bir şey de olsa, işin nasıl yapılması gerektiğine dair teferruatlı bir talimat listesi de ekleyeceklerdir.
OKKB’li kişiler çoğu zaman bir işi kendileri gibi değil de başka şekilde yapan kişileri - diğer teknik etkili olsa veya sonuç olarak bir farkı olmasa bile- eleştirir veya “düzeltmeye” çalışırlar. Kendilerine bir şeyi başka şekilde de yapabileceklerinin söylenmesinden ise hiç hoşlanmaz ve bunun olması durumunda şaşkınlık, kırgınlık ve öfke ile karşılık verebilirler.
Başkalarının yeterince iyi iş yapamayacağı endişesi ile iş ve görev dağıtımı yapamamak, başkalarının işlerini de bu endişeyle sürekli kontrol etmeye çalışmak, sürekli müdahale etmek bir noktadan sonra çoğu işin kendi üstlerinde kalmasına yol açar. OKKB’li ev kadınlarının yardımcı ya da temizlikçi çalıştıramamaları ya da verdikleri her işi kontrol etmeye çalışmaları ve aşırı karışmaları nedeniyle işe alınan kişinin bir süre sonra yılıp bıkıp işi bırakması nadir değildir. “Başkasının yaptığı kendiminki gibi olmuyor” bahanesi ile beğenip insan çalıştıramamaları, sonuçta birikip kendi üstlerine kalan ağır yükler nedeniyle tükenmelerine yada kitlenip kalmalarına yol açabilir. Başkasının araba sürmesini beğenmeme, ya da araç kontrolü kendinde olmadığında buna tahammül edememe bir süre sonra şöförlük gibi bir işin de kendi üzerlerine kalmasıyla sonuçlanır.
Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabının 5. baskısında (DSM-V) bu davranış, 6. tanı kriteridir.
7. Kişinin para harcama davranışlarında ortaya çıkan özellikler.
Para konusunda elleri hayli sıkıdır ve “cimri" olarak tanınıp etiketlenebilirler. OKKB’li kişiler işe yaramaz şeyleri atma konusunda zorluk yaşadıkları gibi, para harcamak konusunda da ciddi zorluk yaşayabilirler. Para harcamak için değil “ilerde olabilecek sıkıntılı zamanlar” için sürekli biriktirilmesi gereken bir şeydir. Gerekli olan şeylerde bile para harcamakta gönülsüzdürler çünkü gelecek felaketler için para biriktirme konusunda endişeli aşırıdır. Sırf para biriktirebilmek için, gelirlerinin altında, hatta sağlıklı olanın da aşağısında bir standartta yaşayabilirler.
Paradan uzaklaşamadıkları için ihtiyaç sahibi insanlara da veremezler. Genelde başkalarını da çok para harcamaktan caydırırlar.
Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabının 5. baskısında (DSM-V) bu davranış, 7. Tanı kriteridir.
8. Kişinin ne kadar inatçı olduğu ile ilgili özellikler.
OKKB’li kişiler son derece inatçı ve katıdırlar. İnsanların onların niyetlerini, yaptıklarını, davranışlarını, fikir ve inançlarını sorgulamalarını sevmezler ve buna katlanamazlar. Onlara göre, onlar daima doğru taraftadırlar ve yaptıkları şeyin ve yapma yöntemlerinin bir alternatifi yoktur. Kendilerine karşı muhalif hissettikleri ve üstünlüklerini kabul ettiremedikleri kişiler yardımcı olmaya çalışan ya da sorumluluk sahibi kişiler değillerdir. Bu inatçılık çoğu zaman yakın arkadaşları ve aile bireylerini bile o kişiyle muhatap olma konusunda mutsuz kılar. OKKB’li bir kişi sevdiği bir kişinin bile kendisini sorgulamasını veya tavsiyede bulunmasını kabul etmez.
Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabının 5. baskısında (DSM-V) bu davranış, tanı kriteri 8’dir.
İlişkilerde OKKB’yi Tanıma
1. Anlaşmazlıklara bak. OKKB’li kişiler çoğu kişinin böyle bir davranışı uygunsuz bulduğu durumlarda bile kendi fikir ve görüşlerini başkalarına dayatmaktan kendilerini alıkoymazlar. Böyle bir tavır ve davranışın ilişkilerde insanları üzecek olması ve sürtüşmeye neden olacak olması çoğu zaman akıllarına gelmez ve niyetlendikleri şeyi yapmalarına engel olmaz.
OKKB’li bir kişinin, her şeyde mükemmellik ve düzeni sağlama adına dikizleme yapması, kontrolcü davranması, işlere burnunu sokması, başka kişilerin özeline girmesi anlamına gelse de sınırları aştığında kendini pek suçlu hissetmez.
Bu kişiler, talimatlarına uymayan kişilere huylanır, kızar ve canı sıkılır. Eğer insanlar, bu kişilerin her şeyin kontrol altına alınması ve her şeyin mükemmel olması için sarf ettikleri çabaya eşlik etmezlerse kızgın veya hüsrana uğramış olabilirler.
2. İş hayatı dengesizliklerine bak. OKKB’li kişiler uyanık oldukları saatlerin hatırı sayılır bir kısmını işte geçirir ve bunu isteyerek yaparlar. Çok nadir kendilerine boş zaman ayırırlar. Boş zamanlarını, eğer varsa, işlerini “geliştirmek” için harcarlar. Bu nedenle, bu kişilerin çok fazla (veya hiç) arkadaşı
olmaz.
OKKB’li bir kişi boş zamanlarını bir hobi ile veya boyama yapma veya tenis gibi bir spor yaparak geçirirse, bu kişi bu aktiviteleri eğlence için yapmaz. Bu kişi sürekli bu sanat veya spor dalında uzmanlaşma peşindedir. Bu kişi aynı teoriyi aile bireylerine de uygular ve onların eğlenmek yerine üstün olma peşinde olmalarını bekler.
Bu müdahaleler ve burnunu sokmalar, bu kişilerin etrafındaki insanların sinirine dokunur. Bu, boş zamanı mahvetmekle kalmaz, ayrıca ilişkilere de zarar verebilir.
3. Kişinin duygularını başkalarına nasıl ifade ettiğini/gösterdiğini gözlemle. OKKB’li çoğu kişi için duygular, mükemmellik arayışı için kullanılabilecek değerli zamanın boşa harcanmasıdır. Bu kişiler duygularını ifade etme ve gösterme konusunda genelde çok ağzı sıkıdır. Bu suskunluğun nedeni ayrıca bir duygu ifadesinin mükemmel olması gerektiği endişesidir; OKKB’li bir kişi, “doğru” olduğundan emin olmak için duygularıyla alakalı bir şey söylemeden önce aşırı uzun bir süre bekleyecektir. OKKB’li kişiler
duygularını gösterirken yapmacık veya fazla resmi izlenimi bırakabilirler. Örneğin; karşısındaki kişi sarılacak olsa el sıkmaya çalışabilirler veya “doğru” olma adına oldukça sert bir dil kullanabilirler.
4. Kişinin diğerlerinin duygularına nasıl karşılık verdiğini değerlendir. OKKB’li kişiler sadece duygularını ifade etmekte değil, başkalarının duygularına tahammül etmekte de zorlanır. OKKB’li kişiler, insanların coşkulu olduğu (spor etkinliği veya aile toplantısı gibi) durumlarda rahatsızlık belirtileri gösterebilirler. Örneğin; çoğu insan uzun zamandır görmediği bir arkadaşıyla karşılaşmayı heyecan verici, duygusal bir deneyim olduğunu düşünür. OKKB’li bir kişinin bu durumu aynı şekilde yaşamaması, hatta gülümsemeyip sarılmaya kalkışmaması da mümkündür. Bu da kendilerini “üstün” hissettikleri izlenimi bırakır. Kendilerini mantıksız ya da küçük gösteren tavırlara aşırı alınganlık gösterebildiklerinden bu kişileri hor görebilirler. Ki bu da yine kibirli izlenimi oluşturur.
5. Eş ve aile ilişkilerde duygusallıktan uzak ve romantiklikten habersiz davranmaları ya da kontrolcülükleri nedeniyle eş ve çocuklar üzerinde ortaya çıkan otoriterlik eğilimleri. OKKB’li kişiler partnerleri ya da eşleri ile olan ilişkilerinde oldukça mekanik olabilirler. Duygusal ihtiyaç göstermekten kaçındıkları gibi eşlerinin duygusal ihtiyaçlarını farkedip uygun tavırlar göstermek konusunda da başarısızdırlar. Romantiklikten haberi olmayan bir tip izlenimi oluşturabilir. Genellikle eşleri bunların eve gelişlerini belirli belirsiz bir gerginlik olarak algılar. Bazen evden işine gitmesi eğer eşi duygusal bir kişi ise onu rahatlatıcı bile olabilir. Uzun dönemde bir büro yaşantısı gibi gittikçe köksalan duygusallıktan uzak ortam eşlerin birbirinden uzaklaşmasıyla sonuçlanabilir. Çocukların her yaptığını farkedip fazlaca müdahil olmak, yargılamak, ve zorla kendince doğru olan noktaya getirmek için baskı yapmak gibi otoriterce eğilimler gösterebilirler.
İş Yerinde OKKB’yi Tanımak
1. Kişinin iş programını değerlendir. OKKB’li kişileri çıtaları çok yukarda olduğu için bir işle onları tatmin etmek ve etkilemek oldukça zordur. Bu kişiler işkoliğin bizzat tanımıdır, fakat bunlar işte diğerlerinin işini zorlaştıran tipte işkoliklerdir. OKKB’li kişiler kendilerini sadık ve sorumlu çalışanlar olarak görürler ve işte uzun saatler çalışırlar, bu saatler çoğu zaman verimsiz saatler olarak harcansa bile. Bu davranış onlar için sıradan bir şeydir ve bu kişiler şirketteki tüm çalışanların aynı şeyi yapmalarını beklerler.
Genel olarak, OKKB’li kişiler işte çok zaman geçirirler fakat çok kötü rol modellerdir. Bu kişilerin, altlarında veya beraberinde çalışan kişiler için emsal teşkil edememe sorunları vardır. Bu kişiler daha çok görev odaklıdır ve çok azı kişi (ilişki) odaklıdır. Görevler ve ilişkiler arasında ortak bir nokta bulamazlar. Çoğu zaman kendilerini takip etmeleri konusunda insanları cesaretlendiremezler.
Bazı kültürlerde uzun saatler çalışmanın veya zamanının çoğunu verimli bir işte geçirmenin çok büyük önem taşıdığını belirtmek önemlidir ki bu OKKB’deki ile aynı şey değildir.
OKKB’li bireyler zorunluluk olarak değil gönüllü olarak çalışırlar
2. Diğerleriyle etkileşimlerini izle. OKKB’li kişiler meslektaşları ve çalışanları da dahil, tüm olaylara yaklaşımlarında katı, ahlakçı ve inatçıdırlar. İş arkadaşlarının kişisel hayatlarına “fazla müdahil” olabilir ve özel alana veya sınıra imkan vermeyebilirler. Ayrıca işteki davranış biçimlerinin herkesin sahip olması gereken bir davranış biçimi olduğunu düşünürler.
Örneğin; OKKB’li bir yönetici, bahsedilen nedenlerden dolayı izin kullanmadığı için, bir işçinin yıllık izin talebini reddedebilir. İşçinin esas sadakatinin, diğer sorumluluklarından (aile çocukları vb) şirkete göstermesi gerektiğine inanabilir.
OKKB’li kişiler kendilerinde veya yaptıklarında bir sorun olduğunu düşünmezler. Ki bu içgörü yetersizliği en zorlayıcı olan şeydir. Kendilerini mükemmellik ve düzenin bir örneği olarak görürler; eğer bu tavır başkalarını sıkarsa, o zaman bunun nedeni bu kişinin güvenilir olmaması ve şirketin iyiliği için çalışmaya inanmamasından kaynaklıdır.
3. Müdahale işaretlerini izle. OKKB’li kişiler diğerlerinin işlerin daha iyi bir şekilde nasıl yapılacağının farkında olmadıklarını düşünür. Onlara göre, onların yöntemi tek ve en iyi yoldur. İş birliği ve yardımlaşmanın bir kıymeti yoktur.
OKKB’li bir kişinin genellikle herkesi kendi tarzına zorlamaya çalışacağı için “mikro yönetici” veya çok kötü bir “takım oyuncusu” olması muhtemeldir.
OKKB’li bir kişi, hata yaparlar diye başkalarının işleri kendi kafalarına göre yapmalarından memun olmaz. Başkalarına sorumluluk vermekte isteksizdir ve buna mecbursa o insanları çok yakından kontrol eder. Onun tavrı ve davranışları, başkalarına güvenmediği, onlara ve yeteneklerine de itimat etmediği havası oluşturabilir verebilir.
4. Kaçırılan teslim tarihlerine bak. Çok sık olarak, OKKB’li kişiler mükemmellik arayışına kendilerini o kadar kaptırırlar ki, çok önemli dahi olsa son teslim tarihlerini kaçırırlar. Dürtüsel olarak her minik detaya dikkat etmeleri nedeniyle, verimli süre yönetimi konusunda çok sıkıntı çekerler.
Belirli bir süre sonra doğaları, saplantıları ve tavırları, işlevsiz çatışmalara sebep olur, bu da daha fazla insanın onlarla çalışmaktan hoşnut olmadıklarını ifade etmeleriyle bu kişileri daha da soyutlar. Onların zorlu tavırları ve algıları, iş ortamındaki durumu karmaşıklaştırır ve bu durum akranlarını/ emrindeki kişileri kendilerinden uzaklaştırmaya kadar gider. Tepki gördüklerinde ve artık eleştirilmeye başlandıklarında işleri yapış tarzlarının başka bir alternatifi olmadığını başkalarına ispat etme konusunda daha da iddialı ve dik başlı hale gelebilirler. Sonuçta bu onları çevreye daha da yabancılaştırır.
Tedavi Aramak
1. Bir akıl sağlığı uzmanına görün. Sadece eğitimli bir akıl sağlığı profesyoneli OKKB tanısını koyabilir. Neyse ki, OKKB tedavisi genellikle diğer kişilik bozukluklarına nazaran daha etkilidir. Akıl sağlığı uzmanı olarak bir konuda uzman klinik psikolog veya psikiyatrist seçilmelidir; çoğu aile hekimi ve pratisyen hekimler OKKB’yi tanıyacak eğitime sahip değildir.
2. Terapiye git. Terapiye git, özellikle de Bilişsel Davranışçı Terapi’nin (BDT) OKKB’li kişilerin tedavisinde oldukça etkili olduğu düşünülmektedir. BDT eğitimli bir akıl sağlığı uzmanı tarafından yapılır ve kişiye, faydasız düşünce ve davranışları tanımayı ve değiştirmeyi öğretir.
3. Doktoruna ilaç konusunu sor. Çoğu durumda, OKKB tedavisi için terapi yeterlidir. Bazı durumlarda, doktorun veya psikiyatristin seçici serotonin geri alım engelleyici (SSRI) olan Prozac, Lustral, Cipralex, Paxil, Efexor gibi bir ilaç kullanılmasını tavsiye edebilir.
Rahatsızlığı Anlamak
1. OKKB’nin ne olduğunu öğren. OKKB (dünyada yaşadığın yere bağlı olarak) anankastik kişilik bozukluğu olarak da anılabilir. İngiltete ve etkisindeki ülkelerde DSM yerine ICD psikiyatrik tanı sınıflaması sistemi kullanılıyor olabilir. Orada bu durum anankastik kişilik olarak tanımlanır. Adından da anlaşılacağı gibi, bu bir kişilik bozukluğudur. Bir kişilik bozukluğu, farklı bağlamların ötesine geçen ve kişinin yaşamının büyük bir kısmını önemli derecede etkileyen, devam eden uyumsuz düşünce, davranış ve deneyimleme kalıplarıdır.
Yani OKKB’de, kişinin zihni, güç ve kendi çevresi üzerinde kontrol ihtiyacı ile meşguldür. Bu belirtilerin içinde düzenlilik, mükemmeliyetçilik, kişiler arası ve psikolojik kontrol ile zihnin meşguliyeti de olmalıdır.
Böyle bir kontrol, kişinin inançlarında çoğu zaman görevleri tamamlama becerisini engelleyen bir katılık olduğu için verimlilik, açıklık ve esneklik kaybına neden olacaktır.
2. OKKB ile Obsesif Kompulsif Bozukluğu ayırt emeyi öğren. OKKB, bazı benzer belirtilere sahip olsa da obsesif kompulsif bozukluktan (OKB) tamamen farklı bir tanıdır.
Bir takıntı, adından anlaşılacağı gibi, kişinin düşünce ve hislerine ısrarcı bir fikrin tamamen hakim olmasıdır. Bu, örneğin; temizlik, güvenlik veya kişi için önemi olan pek çok şey olabilir. Takıntılar yanında OKB de kompulsyonlar da görülür. Bu bir fiilin tekrar tekrar ve ısrarcı bir şekilde yapılmasıdır. Temizlik takıntısı olduğu için kişinin elini tekrar tekrar yıkaması veya hırsız girebilir takıntısı nedeniyle kapının kilitli olduğunu 32 kez kontrol etmek gibi fiiller zorlantıdır (kompulsyondur). Çoğu zaman bir takıntının (obsesyonun) gitmesi için yapılır.
Obsesif kompulsif bozukluk, kişinin saplantılı davranışlarına neden olan istenmeyen takıntıları göstermesi ile giden bir kaygı bozukluğudur. OKB’den muzdarip olan insanlar çoğu zaman takıntılarının mantıksız ve yersiz olduğunu bilirler fakat bunlardan kaçınamadıklarını hissederler. Buna karşın
Bir kişilik bozukluğu olan OKKB’den muzdarip olan kişiler, çoğu zaman kendi düşüncelerini veya hayatlarının tüm alanlarına nüfuz eden kontrol ihtiyacını mantıksız ve problemli olarak görmezler.
3. OKKB’nin tanı kriterini bil. Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı’nın 5. baskısında (DSM-V) OKKB tanısı koymak için hastanın yaşamına müdahale eden çeşitli bağlamlarda mevcut olan aşağıdaki belirtilerin dört veya daha fazlasına sahip olması gerektiği belirtilir:
Kafası etkinliğin asıl amacını kaybedecek derece detaylarla, kurallarla, listelerle, düzenle, organizasyonla veya planlamayla meşgul müdür?
Görevin tamamlanmasına engel olacak kadar mükemmeliyetçi midir? (ör., kendi oldukça katı standartları karşılanmadığı için bir projeyi tamamlayamaz)
Boş zaman faaliyetlerinden ve arkadaşlıktan feragat eder ve üretkenliğe (ekonomik gereklilikten kaynaklanmayan) aşırı derecede bağlı mıdır?
Ahlak, etik veya değerler (kültürel veya dini kimlikten kaynaklanmayan) konusunda aşırı itinalı, evhamlı ve katı mıdır?
Hiçbir manevi değeri olmasa dahi eskimiş veya değersiz eşyaları elden çıkaramaz mı?
Eğer onun iş yapış tarzına tam olarak uymazlarsa, başkalarına görev verme veya başkalarıyla çalışma konusunda gönülsüz müdür?
Kendisine ve diğerlerine karşı cimri bir harcama tarzı benimser; parayı gelecek felaketler için biriktirilecek bir şey olarak mı görür?
Kayda değer katılık ve inatçılık sergiler mi?
4. Anankastik kişilik bozukluğu kriterlerini tanı. Benzer şekilde, Dünya Sağlık Örgütü’nün 10. Uluslararası Hastalık Sınıflandırması (ICD-10) hastanın kişilik bozukluğu için genel tanı kriterlerini karşılaması gerektiğini belirtir (yukarıda bahsedildiği gibi) ve kişiye anankastik kişilik bozukluğu teşhisi konması için aşağıdaki belirtilerden üç tanesine sahip olmalıdır:
Aşırı şüphe ve ihtiyat hissi;
Ayrıntılar, kurallar, listeler, düzen, tertip veya program ile meşguliyet;
Görevi tamamlamaya engel olan mükemmeliyetçilik;
Aşırı insaflı, vicdanlı olmaktan, keyif almaktan ve insan ilişkilerinden uzak durarak üretkenlikle
lüzumsuz meşguliyet;
Görgü kurallarına karşı aşırı titizlik ve bağlılık;
Katılık ve inatçılık;
Başkalarının işleri tam olarak onların tarzına göre yapmaları için mantıksız ısrar veya başkalarının
iş yapmasına izin vermekteki mantıksız gönülsüzlük; Dayatmacı ve kontrolcü hoş olmayan müdahalecilik
5. OKKB’nin bazı risk faktörlerini bil. OKKB en yaygın kişilik bozukluklarından biridir; DSM-5 tahminlerinde göre genel nüfusun %2.1 ila %7.9’u OKKB’den muzdariptir. Tam olmayan kısmı tablolar ise çok daha yaygındır. Bu kişilik bozukluğunun temellerinin aileden geçtiğine yönelik bir izlenim vardır bu nedenle OKKB'nin genetik bir bileşeni olabilir.
Erkeklerin OKKB geliştirme olasılığı kadınlara göre iki kat daha fazladır.
Kontrolcü, sert ailelerde veya çevrelerde yetişen çocukların OKKB geliştirmesi daha olasıdır. Müsamahasız, kınayıcı veya aşırı koruyucu ebeveynlerle büyüyen çocukların OKKB geliştirmesi
daha olasıdır.
OKKB’li kişilerin %70’i depresyondadır.
OKKB’li kişilerin yaklaşık %25-50’si ayrıca OKB’ye (vesvese takıntı titizlik hastalığı) sahiptir.
İpuçları
Bu bozukluğun tanısını sadece uzman bir sağlık profesyonelinin koyabileceğini bilmek gerekir.
Siz veya başka birisi, Anankastik Kişilik Bozukluğunun 3 veya daha fazla kriterine veya DSM deki OKKB’nin 4’ten fazla belirti/işaretlerine sahip olabilir, ama bu, bu rahatsızlığa sahip olduğunuz anlamına gelmez. Fakat yine de bir yere danışarak destek almak bu gruptaki insanlar için faydalı olabilir.
Yukarıdaki bilgileri sizin veya bir başkasının yardıma ihtiyacı olup olmadığı konusunda bir rehber olarak kullanabilirsiniz.
Dünya Sağlık Örgütü sistemi (ICD) ve Amerikan Psikiyatri Birliği sistemi (DSM) yakın gelecekte birleşerek tek bir sistem olması beklenmektedir. Böylece aynı durumu tanımlayan anakastik kişilik ve OKKB tanıları tek bir isim altında birleşecektir.