Açık ara, en yaygın ruhsal sorun..
Halsizlik, enerjisizlik durumu...
Daha az canlı, kanlı canlı olma halinde azalma....
İçinin kıpır kıpır olması halinin nerdeyse unutulacak kadar azalması...
Artmış uyuşukluk, artmış atalet, artmış tembelleşme..
(lımıtless filminde nzt48 kısaltmalı bir ilaç konu edilir, zeka hapı diyenler de oluyor4)
Halsiz, bitkin, yorgun, enerjisiz hissediyorsunuz. Basit işler bile gözünüzde büyüyor. Özellikle yoğunlaşma gerektiren işler sizin için çok çok zor hale geldi. Yoğunlaşamıyor, odaklanamıyor, işe başlayamıyor, başlarsanız da devam ettiremiyorsunuz. Tükenmiş hissediyorsunuz sürekli. Çalan telefon ya da kapı zili bile sıkıyor sizi. Telefonunuzda "whatsapp" günlerdir açılmadı ve size yazanlar ya öfkeleniyor ya kırılıyorlar cevap vermediğiniz için. Hep biraz sonra derken bir türlü tam uyanıp, enerjik seviyeye ulaşıp gerekli hareketi gösteremiyorsunuz. Kaç randevu iptal ettiniz, kaç arkadaşınıza hastayım yalanı söylediniz belli değil. Akşam eşiniz çocuğunuz hatta kediniz ilgi beklerken siz telefonunuzu alıp müzik, oyun eğlence, twit derken uyukluyor, ama tek kelime konuşmuyorsunuz. Zaten ağzınızı açacak haliniz yok. Aslında işinizi gücünüzü yapıyorsunuz, depresyonda değilsiniz, hasta da değilsiniz ama işte o istediğiniz içinizin kıpır kıpır olduğu canlılık haline de bir türlü ulaşamıyorsunuz.
Bu çok tanıdık gelen tablo, depresyon, anksiyete ya da travmatik stres hastalıklarının bir parçası olarak da bulunabilir. Ancak bu tabloyu gösterenlerin yani yukarıda yazılanları yaşayanların ancak 10 -15’de birinde hastalık var. % 90’ı ise belki hayatın sıkıcılığı, belki tekdüze yaşam, belki yaşlanıyor ve gerçekleşmeyen beklenti ve hedeflerine kalıcı bir elveda çekiyor olmaktan, ya da Türkiye de olduğu gibi tükenmişlik, yıpranmışlık ve sosyolojik olarak kirli bir atmosfere mahkum olmak; çözümü olmayan bir kapanda ebediyen kısılmış hissetmekten dolayı yani berbat bir ortam, haksızlıklar, adaletsizlikler, ümitsizlikler sonucunda yukarıdaki şeyleri hissediyor. Yine de bunlar sebep araştırınca tahminen bulunan nedenler. Fakat çoğunda en azından psikiyatri dünyasının kabul edeceği bir sebep/neden de yok.
Denilebilir ki, günümüzdeki en büyük psikolojik sorun “ihtiyaç hissedilen enerjinin insanın iç ve dış dünyasını yönetmesine yetmiyor oluşu” durumudur. Buna canlılığın, şevkin, tutkunun ve ümidin azalması sendromu gibi bir şey denilebilir ama psikiyatri kitaplarında yada tanı sistemlerinde böyle bir şey yok. Bakarsanız ne depresyonları var bu kişilerin, ne anksiyete yani kaygı hastalıkları, ne de dişe dokunur bir travmaları ve travma sonrası hastalıkları. “kronik yorgunluk sendromu” gibi ne idüğü belirsiz aşırı ve ekstrem hastalıklar da yok.
Canlılık azalması sendromu bunu tama yakın izah ediyor; bazılarında buna bir ölçüde ümit ve anlam azalması da eşlik ediyor. Bu kesinlikle tükenmişlik sendromu gibi bir şey değil, yorgunluk da değil. Tek görünen şey bunun çok büyük bir kesimde var oluşu ve fark edilmiyor oluşu. Bazısı tanı da konulmadan antidepresan önerilerek geçiştirilmiş ama hiç bir olumlu cevap görülmemiş.
Modern zamanların çok başlık, çok detay, her şeyde tekasür (çoğaltma) durumunun bir sonucu olabilir mi? Belki de evet. Ama hayatı döndürecek enerjik durumda olamamak, biraz tembellik, biraz salmışlık karışımı bir tablo olduğu kesin.
İşin ilginç olan yönü ise psikostimülan denilen ilaçlara, çok iyi hatta mükemmel cevap alınıyor oluşu. Çok güçlü stimülan ilaçlar (Concerta, medikinet, Ritalin, adderal) değil de, daha az güçlü olan “ılımlı uyarıcı” modafinil ve onun ileri versiyonu armadofinil adlı ilaçlara.
Modafinil’den farklı olarak, Adderall (dextroamfetamin) öfori uyandırır ve özellikle ABD'de eğlence amaçlı bir ilaç olarak popüler hale gelmiştir. Adderall, özellikle eğlence amaçlı kullanıldığında tehlikelidir.
Modafinil'i sonsuz derecede daha iyi bir seçim yapan temel farklılıklar şunlardır:
MODAFİNİL BAĞIMLILIK YAPMAZ. Modafinil'i yıllardır düzenli olarak kullanan ve sonra bırakan kişilerin kullanıcı raporları, fiziksel bağımlılığın olmadığını gösteriyor. Psikolojik bağımlılık, tıpkı bir kişinin bir bilgisayar oyununa veya belirli bir etkinliğe bağımlı hale gelmesi gibi ortaya çıkabilir. Çekilme belirtileri yaşamadan isterseniz kolayca bırakabilirsiniz.
MODAFİNİL ETKİLERİNDE DAHA NAZİK VE ILIMLIDIR. Modafinil daha kontrollü bir ilaçtır. Daha az güçlü ama kesinlikle daha nazik ve ılımlı bir maddedir. Adderall (dextroamfetamin) ve ondan bir tık geride olan Concerta-Ritalin (metilfenidate) kişiyi aşırı derecede uyarılmaya “zorluyor” gibi hissettirmesine karşın; Modafinil'in uyarıcı etkisi zorlamadan ziyade teşvik edici gibidir. Modafinil'i diğer uyarıcılarla karıştırmadığınız sürece tedirgin hissetmeden alabilirsiniz.
MODAFİNİL ÇOK DAHA GÜVENLİDİR. Modafinil çok daha güvenlidir. Tipik stimülanların (metilfenidat- Concerta, medikinet, Ritalin; ya da dextro amfetamin yani Adderall) beyindeki etkinliğinin sürmesi için, - alışma denilen durum nedeniyle-, gittikçe artan dozda kullanılması gereklidir. Fakat vücuttaki etkilere, ki bunlar istenmeyen etkiler yani yan etkilerdir, alışma görülmez. Dolayısıyla artan dozlar daha yoğun yan etki ama daha az istenen etki gibi bir durum ortaya çıkarabilir. Modafinil biraz daha az etkili olsa da, vücut tarafından yüksek ve hatta aşırı dozlarda alındığında bile şaşırtıcı derecede iyi tolere edilir. Örnek vaka olarak, Bir genç, her biri 200 mg Modafinil içeren 50 (10.000 mg) tablet alarak kendini öldürmeye çalışmıştır. Sadece “24 saat uykusuzluk, taşikardi ve diskinezi” yaşamış, böbrek veya karaciğer fonksiyonlarında herhangi bir bozulma olmamış, tam kan sayımında veya kan basıncında herhangi bir değişiklik de görülmemiştir. Diğer stimülan ilaçların çoğunda 50 adet almak büyük olasılıkla sizi öldüreceği veya en azından hastaneye kaldıracağı gerçeği düşünüldüğünde bu oldukça etkileyicidir.
MODAFİNİL, BİLİŞSEL VE ZİHİNSEL GÜÇLENDİRİCİ ETKİLERİ DAHA GÜÇLÜDÜR. Modafinil, enerji seviyelerini, düşünce hızını, hafızayı hatırlama, odaklanma, motivasyon ve uyanıklığı artırarak ve ayrıca uyku, yemek yeme ve (her zaman değil) sosyalleşme ihtiyacını azaltarak kişinin bilişini oldukça çeşitli bir şekilde etkiler. Öfori olmaması, eğlence amaçlı kullanılma olasılığını azaltır ve üretkenlik veya çalışma ilacı olarak daha uygun hale getirir.
15-24 yaş arası gençler üzerinde 2014 yılında yapılan bir araştırma da Modafinil'in bilişsel güçlendirici olarak Adderall veya Ritalin'den daha iyi çalıştığı gerçeğini desteklemektedir.
Modafinil içeren ilaçlar (200 mg'lık) 220 tl civarında şu anda. Armadofinil içeren ilaç ise (250 mg'lık) 470 tl. Yani ilaç şirketinden başka pek fark edilmeyen "kitlesel sendrom"un var olduğu durumuna uyanan yok. Firma bu ilacın gerçekten de değerli olduğunu ve gelecekte çok yüksek satışlara ulaşılacağını biliyor ve aşırı yüksek hatta fahiş fiyat uyguluyor. Umarız ucuzlar ve umarız psikiyatristler de 30 yıl "prepsikoz" tanısıyla melleril 25 ve sitilizan 1 mg ile zaman geçirip öyle gördükleri 100 vakanın 99'unun fayda görmediğini anlamadıkları fark etmedikleri gerçeğini hatırlar ve aynı duruma düşmezler. Fakat bunun için hastasına vakit ayıran hekim gerekmektedir ki bir farkediş vuku bulsun. Oysa psikiyatristler 5-15 dakika arası görüşmeler yapmaktadır. Daha da ilginci 40 dakika da da hayat kurtaran terapiler icra edilmektedir ki konumuz dışında olduğundan şimdilik susalım.
Dipnotlar
- 5000 mg Modafinil İçen 15 Yaşındaki Bir Ergenin Başarısız İntihar Girişimi
- Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan gençlerde bilişsel güçlendirme için uyarıcıların etkinliği: sistematik bir derlem