Hayatın ve insan olmanın temeli olan şeylerin başarılabilmesi için gerekli olan işlevlerin bütününe yürütücü (yönetici) işlevler diyebiliriz.
Ben kimim, nasılım ve ne olmak, nasıl olmak, ne elde etmek, nasıl yaşamak istiyorum, bunlar için ne yapmam gerekir? nasıl yapmam gerekir? Benden beklenen nedir? Sorumluluklarım ve görevlerim nelerdir? Yetkilerim nedir? Hiyerarşide (toplumsal düzen) nerde bulunmam uygun olur? Mesela, senin üstün olacak anne baba öğretmene karşı nasıl davtanmalısın? senin dengin yani eşitin olan arkadaşlarına karşı nasıl davranmalısın? Bir yazı ödevi bir okuma kitabına görevi ya da bir aritmetik çalışması ne kadar süre vermem gerek? Ne kadar çaba sarfetmem gerekli? Bana düşen görevleri yapmazsam neyle karşılaşırım? Kendimi kontrol nerde nasıl ve hangi seviyede kontrol etmeliyim? Kontrol yani frenleme yapamazsam başım belaya girer mi? Kötü sonuçları nasıl öngörebilirim? sorularının cevabını oluşturan işlevlerin tümüdür de diyebiliriz.
Birini tanımlarken ya da hakkında bir yargı ifadesi belirtirken aslında o kişinin "yürütücü işlevleri" hakkında konuşmaktayız. Bu işlevler beynin alın bölgesine yerleştirilmiştir ve insanoğlu dışında alın bölgesi neredeyse bulunmaz; yani ya yoktur, ya çok küçüktür. Sadece insanoğlu için bahşedilmiş, insanı hayvandan hatta başka her canlıdan ayıran temel beyin bölgesi diyebiliriz.
Gerçekten de iyi-kötü, değerli-değersiz, ahlaklı-ahlaksız, çalışkan-tembel, üretken-tüketken (parazit), efendi-dengesiz, düzgün-eğri, becerikli-beceriksiz, uyanık-uyuşuk, iş bitiren-iş görünce biten, sabırlı-sabırsız, öngörülebilir-ne yapacağı belli olmaz, iyi evlat hayırsız evlat, iyi ebeveyn-kötü ebeveyn, iradeli-iradesiz, güçlü-zayıf; başarılı-başarısız, kazanan-kaybeden, bir insan olup olmayacağımızı belirleyen işlevlerin tümüdür. Kısaca insanın imtihana tabii işlevlerinin toplandığı yerdir. Tüm bu çok yüksek işlerin polisakkarid+protein +yağ asidi bir organa, yani beyne ve onun da ön tarafındaki 100-150 gr lık bir kısma yerleştirilmiş olması bir mucize olsa gerektir.
Evet sevip beğendiklerimizin ya da nefret edip eleştirdiklerimizin topu topu 150 gramlık beyin bölgelerindeki işleyişin düzgün ya da düzgün olmamasından kaynaklandığını bilmek biraz garip gelse de insana değer kaybettirmez aksine bunu idrak edebilsek eleştirirken, yargılarken, severken, nefret ederken bu kadar keskin, acımasız ve merhametsiz olmayız.
Yürütücü işlevler amaca yönelik karmaşık davranışları oluşturmak, çevresel değişiklik ve taleplere uyum sağlamak için gerekli olan bilişsel yetenekler kümesidir. Yürütücü işlevler, insanların görevleri tamamlamasına ve başkalarıyla etkileşime geçmesini düzenler. Yürütücü işlevler insan beyninin en üst düzey fonksiyonlarıdır, öyle ki şu anda en gelişmiş olan sanal zeka hatta ilerde gelişecek olanları bile bu işlevleri yapamayacaktır. Bu işlevlerden biri olan davranış kontrolü, duygu düzenlemesi en önemli basamak olarak kabul edilir. Bütün işlevler birbirleriyle ilişkili olduğundan bir bütün olarak ele alınırlar ve her alan diğerini etkiler.
Nedir bu işlevler?
1.Planlama;
Olayları sıraya koymak, özellikle öncelikleri düzgün şekilde belirlemek.
2. Organizasyon;
Hedefe ulaşmak için gerekli düzenlemeleri yapabilmek.
3. Zamanı kullanma;
Planlama ve organizasyon ile beraber gerekli olan bir beceridir. Neye ne kadar zaman ayırabileceğini tahmin edebilmek.
4. Esneklik;
Yeni durumlara uyum sağlayabilmek, farklı alternatifleri görebilmek.
5. Hedefe yönelme;
Farklı uyaranların dikkati dağıtmasına fırsat vermeden amacına odaklanabilmek.
5. Tepkiyi dizginleme;
harekete geçmeden davranışlarının sonucunu düşünebilmek. Bunun için bir iç sesle konuşabilmek.
6. Göreve / ödeve başlama;
Ertelemeden istenilen göreve başlayabilmek. Uyuşukluk ve isteksizlik duygusunu yeneceknkadar enerjiyi uükleyebilme.
7. Davranışların kontrolü ve duygu ve emosyonların düzenlenmesi
Öfke, nefret, cinsel dürtüler, merak, sevgi, ilgi duygularında dengeli olabilmek; başarıdızlık ve kayıplar yaşadığımızda üzüntüden darmadağın olmayı engellemek, övülünce şımarmamak, duygusal dengeyi sağlamak.
En basit görünen davranış için bile yukarıdaki becetiletin birden fazlasının bir arada çalışması gerekmektedir. Aksi takdirde akademik ve sosyal hayatta aksaklıklar ortaya çıkmaktadır.
Prefrontal (alın bölgesi) korteks bölgeleri, farklı yürütücü fonksiyon bileşenlerini gerçekleştiren ve beyne dağılmış olan ağları harekete geçirmede özel bir role sahiptir.
Yürütücü işlev bozukluğu spesifik, bağımsız bir tanı veya durum değildir. Psikiyatrik hastalıkların çoğunda, örneğin dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB), tik/tourette, depresyon gibi hastalıklar bir kişinin yürütücü işlevi ile ilişkilidir. Yürütücü işlevin kalıcı bozulması aralarında Şizofreni, Parkinson tipi demans da olmak üzere birçok hastalıkta görülür. Takıntı-titizlik-vesvese hastalığı denilen obsesif kompulsif bozuklukta da kimi yönetici işlevler bozukluk gösterebilir.
Örneğin sık trafik kazası yapan, sık eşya kaybeden, unutkan-dağınık-savruk özellikleri olan, parasını hesapsızca harcayıp tüketen, suç işleyip kanunla başı derde giren mesela hapse düşen, aniden öfkelenip etrafı kırıp döken, attığı adımın nereye gideceğini hesaplayamayan ve sözgelimi "ben kendime hakim olamıyorum" gibi ifadelerle frenleme yeteneğinin sorunlu olduğunu bildiren insanlarda bu işlevler yetersizdir diyebiliriz.
Yürüyücü işlev yetersizliğinin belirtileri
Kendinin farkına varmak, "farkındalık" denilen şeyi elde etmekte sorunlar,
Duyguları veya dürtüleri kontrol etmede sorun yaşama,
Bir işin başlatılması, düzenlenmesi, planlanması veya tamamlanmasıyla ilgili sorunlar,
Dikkat ve konsantrasyon problemleri,
Kısa süreli hafıza sorunları,
Karmaşık veya çoklu görevleri yapamamak,
Sosyal olarak uygunsuz davranışlar,
Problem çözme zorluğu,
Yeni bilgileri öğrenme veya işlemede zorluk.
Ayrıca;
İşte veya okulda düşük performans,
İlişkileri kurma veya sürdürme sorunları, sosyal problemler,
Ruhsal sıkıntılar,
Özgüven Problemleri,
Zor görevlerden kaçınma,
Düşük motivasyon veya faaliyetlere ilgi kaybı gibi problemlere neden olur.
DEHB (dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ) ile ilgisi nedir?
Beyin dokusundaki nöron adı verilen beyin doku hücrelerinin yaklaşık sayısı bir trilyon civarındadır. Bu hücreler arası kurulan iletişimler sayesinde, çok hızlıdan çok yavaşa doğru 4 farklı beyin dalgası oluştururlar. Beyindeki dalgalardan Teta beyin dalgası, dikkatin dağınık olduğu durumlarda artar. Beta beyin dalgaları ise konsantrasyon ve odaklanılmış dikkat ile ilişkilidir. Son araştırmalarda, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan kişilerde, dikkat kontrolü ve odaklanmayı sağlayan beyin alanlarında aktivite değişimleri gözlenmektedir. Dikkat eksikliği sorunu olan çocukların beynin çalışma sisteminde farklılıklar vardır. Beyin görüntüleme araştırmaları göstermektedir ki, Dikkat Bozukluğu ya da Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan bireylerin beyin aktivitelerinde (özellikle beyin dokusunun ön bölümü olan frontal bölgede) normale göre azalma, yani ”kortikal yavaşlama” gözlenmektedir. Çoğu çocuk büyüdükçe yürütücü işlevler diye adlandırılan mental aktiviteler kazanır. Bu işlevler amaçtan uzaklaşmayı önler, amaçları hatırlatır ve amaca ulaşmak için gereken basamaklamayı sağlar. DEHB, hiperaktivite, dürtüsellik ve dikkatsizliğe neden olabilecek yürütme işlevlerin gelişimsel bir bozulmasıdır. Yönetici işlev sorunları olan kişilerde DEHB olabilir. Bununla birlikte, DEHB yürütme işlevini etkileyebilecek tek neden değildir.
Yürütücü/Yönetici işlev sorunlarına neden olabilecek durumlar;
DEHB
Depresyon ve anksiyete bozukluğu,
Bipolar bozukluk,
Şizofreni,
Obsesif-kompulsif bozukluk (OKB),
Otizm,
Asperger,
Alzheimer hastalığı, frontotemporal demans ve Lewy cisimciciği demansı,
Tourette sendromu,
Beyinde travmatik yaralanmalar.
Yürütme işlevi sorunları bazen geçici olarak da görülebilir. Tükenmişlik, yoğun üzüntü, şiddetli ağrı, stres, rahatsız edici ortamlar, ilaç- alkol ve madde kullanımı vb.
Bir kişinin yürütme işlevini değerlendirmek için çeşitli testler kullanılabilir. Testler, bir kişinin dürtü kontrolünü ve seçici dikkatini değerlendirmeye yardımcı olabilir. Bir doktor DEHB gibi belirli bir hastalıktan şüphelenirse, kişinin semptomlarını o hastalığın standart tanı kriterleri ile karşılaştırabilir. Nöropsikolojik testlerin bir çoğunun hedef aldığı işlevler bunlardır. Bazen başka nedenleri dışlamak için kan tetkikleri ve beyin görüntüleme tetkikleri önerilebilir.
Yönetici işlev sorunlarının nedenlerini belirlemek, ilaçlar ve terapi gibi tedavi seçeneklerine karar verilmesini sağlar. Tedavi tipi yürütücü işlev sorunlarına neden olan duruma bağlı olarak değişir. Bazı hastalıklarda (nörolojik hastalıklar, demans gibi) tedaviler hastalığı yavaşlatmaya yardımcı olabilir ancak tamamen tedavi sağlanamaz. Bununla birlikte özellikle çocuk ve gençlerde yürütme işlevi sorunlarına neden olan durumlar çoğunlukla tedavi edilebilir. Başta ilaçlar olmak üzere, Bilişsel davranışçı terapi yöntemleri ve psikoeğitim yararlı olur. İlaç olarak Dikkat arttırıcı ilaçlar, antipsikotikler, antidepresanlar tedavide kullanılabilir ve çok yararlı olabilir.
Eğer bu işlevlerinde sorununuz bulunuyorsa, özellikle psikostimülanlar (ritalin, concerta, medikinet) ve uyanıklık artıtıcılar (modafinil ve armadofinil) sizin için çok iyi dostlar hatta kurtarıcılar olabilir. Bu dostlarla aranıza ilaç-fobikleri yani ilaçdan aşırı korkan kişileri alma.
Bu kişiler; bazen endişeli bir anne, bazen takıntı hastası bir öğretmen (obsesif kompulsif), bazen de evham, endişe ve kuruntularla gömülmüş bir tanıdığınız olabilir. Maalesef cahil ve haddini bilmez eczacıları (bunlar azdır ve diğerleri başımızın tacıdır) özellikle belirtmeliyiz. Ülkemizde ilaç içmemekle övünen tuhaf ve saçma düşünceli insanlar sık olarak karşınıza çıkar ve akıl verirler; "hayatım boyu ben hiç ilaç kullanmadım, köy yoğurdu yedim, kelle paça çorbası içtim, doğal dağ havası aldım, bol bol köy tereyağı, gezen tavuk yumurtası, Urfa isot biberi yedim, köy pekmezi içtim" gibi saçma sapan konuşurlar. Kötü niyetli şarlatan bazı uzmanlar ise, ilaçla ilgili korkular yayıp, korkuttuklarından da palavra tedavilerle para kazanmaya kalkarlar. Kesinlikle bunlara kanıp sizin için çok önemli olan ilaçları kesmeye kalkmayınız. Tümüyle zarara uğrayacağınız "ilaçsız tedavi" hayallerine ve yalanlarına kanmayınız. Tıp alanındaki en güvenilir ve en az yan etkili ilaçlarla tedavi şansını kaybetmeyiniz.